Sağlık

Skolyoz nedir ve belirtileri nelerdir? Skolyoz hastalarının tedavisi

Omurganın açısal bozukluğu olarak tanımlanan skolyoz için Haziran ayı ‘Skolyoz Farkındalık Ayı’ olarak belirlendi. Skolyoz hastalığında erken teşhis hastayı hayata döndürür. Ancak gecikmiş skolyoz için aynı şey söylenemez. Skolyoz hastalarının belirtileri ve tedavi yöntemleri gibi merak ettiği tüm sorulara haberimizde yer verdik.

SKOLYOZ NEDİR, NEDEN SEBEP OLUR?

Skolyoz, omurga kemiklerinin aynı hizada olması gerektiği gibi deforme olması ve omurganın sağa veya sola 10 dereceden fazla eğri olması sonucu ortaya çıkan bir duruştur. Skolyoz bir hastalık değil bir bulgu olarak tanımlanır ve farklı sağlık sorunları ile ilişkilendirilebilir. Skolyoz, omurga, omuz kuşağı ve pelvis gibi diğer yapıları da etkileyen üç boyutlu bir kemik ve yapısal bozukluk olduğundan sadece bir duruş bozukluğu olarak düşünülmemelidir.

Skolyozun farklı nedenleri arasında kas hastalıkları, serebral palsi, kısa tek bacak, travma, eklem sorunları ve bağ dokusu sorunları sayılabilir. Ayrıca yaşlılarda omurga diziliminin bozulmasına ve skolyoza yol açabilen osteoartrit gibi kireçlenme sorunları da etken olabilir. Skolyoz gelişimi hakkında birçok yaygın yanılgı vardır. Örneğin ağır bir okul çantası veya diğer ağır nesneleri taşımak, çantayı sürekli omuzda taşımak, kötü uyku veya ayakta durma pozisyonları veya kalsiyum eksikliği skolyoza neden olmaz.

“100 çocuktan 3’ünde Skolyoz var”.

Skolyozun toplumdaki yaygınlığı etnik ve coğrafi faktörlere bağlı olarak değişmektedir. Bilimsel araştırmalar, skolyoz gelişiminde genetik faktörlerin etkili olduğunu göstermiştir. Adölesan idiyopatik skolyoz hastalarının yaklaşık %30’unda ailede skolyoz öyküsü vardır. Ebeveynleri skolyozlu olan her 3 çocuktan yaklaşık 1’inde skolyoz gelişecektir. Türkiye’de yapılan araştırmalar, sağlıklı çocukların %2-4’ünün adölesan idiyopatik skolyozu olduğunu ortaya koymuştur. Ancak tespit edilen çocukların %95’i ve aileleri skolyozdan haberdar olmayabilir.

Skolyoz çocukluk çağında hem kızlarda hem de erkeklerde görülebilir. Eğrilik genellikle büyüme döneminde en fazla artar. En sık görülen tipi olan idiyopatik skolyoz, genellikle 10-15 yaşları arasındaki ergenlik döneminde ortaya çıkar. Bununla birlikte, yetişkinlerde de skolyoz gelişebilir, ancak bu genellikle başka bir hastalık, enfeksiyon veya yaralanmaya bağlı olabilir.

Skolyozun toplumdaki yaygınlığına ilişkin bilgiler, genetik aktarımın etkili olduğunu ve ergenlik dönemindeki büyüme hızının skolyozun ilerlemesinde değerli bir faktör olduğunu göstermektedir. Erken tanı ve uygun tedavi, skolyozun ilerlemesini kontrol altına almada ve olası komplikasyonları önlemede büyük değer taşır. Bu nedenle çocuk ve ergenlerin omurilik sağlığı açısından sistematik olarak değerlendirilmesi değerlidir.

SKOLYOZ BELİRTİLERİ

Skolyoz genellikle erken evrelerde belirgin sağlık sorunlarına neden olmaz. Ayrıca hafif ve çoğu zaman ağrısız olduğu için çabuk gözden kaçabilir. Skolyoz belirtileri ailelerin fark etmesini zorlaştırabilecek görsel özelliklerle ortaya çıkar. Bu semptomların ortasında omuzlardan birinin diğerinden daha yüksekte olması, kalçanın sağa veya sola kayması veya bir tarafta yüksek olması ve kürek kemiklerinin eşit olmayan pozisyonu vardır. Ayrıca kollar yanlarda gevşek durumdayken bir tarafta kol ile vücut arasında daha fazla boşluk olabilir. Baş, pelvis üzerinde tam olarak ortalanmamış olabilir. Bel bölgesi bir tarafta düzleşebilir ve belin bir tarafında cilt kırışıklıkları oluşabilir. Yürürken ve ayakta dururken bir tarafta daha fazla yüklenme görülebilir. Gerçek öne eğilme durumunda sırtta nervürlerden kaynaklanan bir çıkıntı meydana gelebilir.

Aileler çocuğun sırtını çıplak olarak incelemek için düzenli kontroller yapmalıdır. Bu muayenede çocuğun ayaklarının bitişik, dizlerinin düz ve omurgasının düz bir çizgide olup olmadığı görsel olarak incelenmelidir. Bu şekilde yapılan muayenelerde eğer skolyoz varsa sırtın sağ veya sol tarafında ya da bel bölgesinde çıkıntılı bir yükseklik fark edilebilir.

Skolyoz belirtilerini erken dönemde tanımak değerlidir çünkü erken tanı ve tedavi, skolyozun ilerlemesini kontrol altına almak ve olası komplikasyonları önlemek için büyük önem taşır. Ebeveynlerin çocuklarının omurilik sağlığını düzenli olarak izlemeleri ve uygun uzmanlardan yardım almaları değerlidir.

SKOLYOZ TEŞHİSİ

Skolyoz şüphesi olduğunda, hastalığın ilerlemesini önlemek için hemen bir doktora başvurmak son derece değerlidir. Skolyozun ne zaman ortaya çıkacağını bilemediğimiz için ailelerin dikkat etmesi gereken değerli bir faktördür. Özellikle ergenlerde semptomlara dikkat etmek önemlidir. İlerleyici ve tedavi edilemeyen olaylarda akut veya kronik sırt ve bel ağrıları, kalp ve akciğer sorunları, fonksiyonel kısıtlılıklar, kozmetik bozukluklara bağlı depresyon, sosyal ve ruhsal sorunlar, yaşam kalitesinde bozulma gibi değerli sağlık sorunları ile karşılaşabiliriz.

Skolyoz erken teşhis edilirse Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzmanları tarafından tedavisi mümkün ve kolaydır. Şüpheli vakalarda omurga önden ve arkadan çıplak olarak izlenir. Hastaya arkadan bakıldığında ve omurga gerçekten öne doğru eğilmiş durumdaysa, sırtın bir tarafı diğerinden daha yüksek görünebilir. Bu Adams testi, skolyoz için çok hassas bir tarama testidir. Ayrıca deri kıvrımlarının simetrik ve birebir aynı büyüklükte olup olmadığı, dirsek ve ön kol bölgelerinin vücutla olan mesafeleri, pelvis kemiğinin pozisyonuna dikkat edilmelidir.

Muayene sırasında skolyozdan şüphelenildiğinde, omurga grafileri incelenerek tanı radyolojik olarak doğrulanır. Omurga röntgenleri, omurgayı boyundan pelvise kadar içeren yandan ve arkadan alınan görüntülerdir. Bu sayede skolyozun yeri, derecesi ve yönü belirlenebilir. Omurlardaki sayısal eksiklikler ya da yarım omur, birleşik omurlar, yapışık kaburgalar gibi kemiksel problemler nedeniyle skolyoz oluşabilir. Bu nedenle omurga grafileri uzman bir doktor tarafından detaylı bir şekilde incelenmelidir. Nadiren, diğer nedenleri ayırt etmek için manyetik rezonans görüntüleme gibi ileri spinal radyolojik incelemeler de gerekebilir. Skolyoz açısı takip edilmesi gereken değerli bir faktördür ve bu açıdaki değişikliklere göre tedavi sonuçları değerlendirilir.

Skolyoz spor yapmaya engel değil!

Skolyozlu bireylerin spor yapması için rastgele bir sınırlama yoktur. Bu aynı zamanda dünya rekoru sahibi atlet Usain Bolt gibi skolyoz hastalarının varlığıyla da kanıtlanmaktadır. Skolyozlu kişinin spor yapabilme yeteneği eğriliğin yaşı, tipi, yeri ve derecesine göre değişse de omurganın hareketliliğini artırmak ve korumak için spor önerilebilir. Ancak unutulmaması gereken nokta, sporun tedavi için düzenli yapılan antrenmanların yerini alamayacağı ve skolyoz durumunda sağlık uzmanlarından takviye alınması gerektiğidir.

SKOLYOZ FARKINDALIK

Haziran ayı “Skolyoz Farkındalık Ayı” olarak belirlenmiştir. Skolyozun erken teşhisi, antreman veya korse gibi konservatif tedavilerle hastalığın önlenmesine yardımcı olur. Erken teşhis, özellikle ergenlik döneminde eğriliğin ilerlemesini durdurmaya veya optimal düzeye döndürmeye yönelik, estetik ve duruş düzeltmeyi sağlayan tedavileri mümkün kılar. Her teşhis edilen skolyoz hastasının cerrahi tedaviye ihtiyacı yoktur. Ancak ilerlemiş vakalarda antrenman veya korsenin yetersiz kalacağı durumlarda cerrahi müdahale düşünülebilir. Bu nedenle hafif skolyoz vakaları zamanında korse ve eğitimle tedavi edilirse cerrahi operasyon oranı azalacaktır.

SKOLYOZ TEDAVİSİ

Skolyoz tedavisi erken teşhis ile başlar. Erken teşhis ile özellikle ergenlik döneminde eğriliğin ilerlemesinin engellenmesi, omurganın optimal açıya döndürülmesi ve bu sayede estetiğin ve postürün iyileştirilmesi amaçlanır. İleri evre skolyoz tedavisinde amaç öncelikle omurilik ağrısını hafifletmek, eşlik eden fiziksel sorunları düzeltmek ve solunum fonksiyonundaki bozulmayı düzeltmektir.

Skolyoz tedavisinde kullanılan egzersizler, omurgayı güçlendirmek ve eğriliğin ilerlemesini durdurmak için uygulanan konservatif tedavi tekniklerinden biridir. Vücudun asimetrik yük dağılımını düzelterek postürü düzeltmeyi amaçlayan Schroth Metodu adı verilen üç boyutlu bir antrenman tekniği en sık tercih edilen yöntemdir. Bu ileri düzey antrenman uygulamaları kişiye özel ve omurganın eğriliğine göre planlanır. Nefes teknikleriyle desteklenen bu egzersizler sayesinde etkilenen bölgedeki kasların esnekliği artar, kas kuvveti, stabilite düzeyi, hareketlilik ve vücudun genel uyum düzeyi desteklenir.

Skolyoz tedavisinde diğer seçeneklerin ortasında korse tedavisi yer almaktadır. Korse, omurgadaki eğriliğin ilerlemesini durdurmayı ve postürün düzelmesine destek olmayı amaçlar. Korse genel olarak ergenlik döneminde eğriliğin ilerlemesini durdurmada etkilidir ve uzun süreli kullanım gerektirebilir.

İlerlemiş skolyoz vakalarında cerrahi müdahale düşünülebilir. Cerrahi seçenekler omurganın eğriliğini düzeltmeyi ve stabilizasyon sağlamayı amaçlar. Bu tedavi genellikle eğriliğin derecesi, yaş ve diğer faktörlere bağlı olarak değerlendirilir.

haber-polateli.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu