Erdoğan’ın ‘Tahsilat Başlıyor’ Açıklamasına Özgür Özel’den Yanıt: Mali Darbe Yapmaya Çalışıyor. Onun Şantajına Boyun Eğmeyiz
HABER: ÇAĞATAN AKYOL/ KAMERA: UMUT EMRE GÖKBULUT
(İSTANBUL)- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın belediyeleri hedef alan ve Hazine’nin borç tahsiline başlayacağına ilişkin açıklamalarına yanıt verdi. Özel, “Bunlar ucuz oyunlar, bu sefer mali darbe yapmaya çalışıyor. Ellerinden aldığımız tüm belediyeler hiç borç ödememiş. Millet bu zihniyetten bıktığı için bize oy verdi. Hangi AK Partili belediye bu zamana kadar borcunu ödemiş? Biz iktidara gelmeyelim diye belediyelerimizi iş yapamaz hale getirmeye çalışıyor. 2019’da YSK eliyle İmamoğlu’na ‘adli darbe’ yaptılar. Demokrasi tokadı yediler. Bu sefer SGK borçları üzerinden ‘mali darbe’ yapıp belediyeyi çalışamaz hale getirirlerse demokrasi tokadı yerler. Çöpleri kendi ellerimizle toplar yine de onun şantajına boyun eğmeyiz” ifadelerini kullandı.
CHP lideri Özel, Adalar Belediyesi’ni ve partisinin Adalar İlçe Başkanlığı’nı ziyaret etti. Ziyaretinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlamak için kameraların karşısına geçen Özel, Adalar’daki toplu taşıma araçlarıyla ilgili bir grup Adalının protestosunun bitmesini bekledikten sonra şunları söyledi:
“Demokrasi protesto ve tepki rejimidir”
“Demokrasi tepki ve protesto rejimidir. Her türlü ve demokratik protesto hakkının kullanılmasının yanındayız. Arkasındayız. Biraz önce Ada’nın dört temsilcisi ile geldiler. Yukarıda konuştuk. Ben düşüncelerimi aktardım. Basın mensuplarına da aktardım. Ada’nın istemediği hiçbir şeyin yapılmayacağını söyledik. Bugünkü yoğunluk ortadan kalkana kadar bu beğenmediğimiz boyuttaki araçlar, Ada’daki yaya yoğunluğu azaldıkça çekilecek. Ben sizin tepki göstermenizi son derece anlayışlı buluyorum… Basın mensupları dedi ki soru ve cevabı odada yapalım. Hayır aşağıda yapacağım dedim. Çünkü sizin de görünür olmanız önemli. Bana söz verdi arkadaşlar, dediler ki tatsız hiçbir şey olmayacak. Ben şimdi baktım burada bir kalabalık var. Dedim temsilcileri ile görüştük. O arkadaşlar yukarı gelmedikleri için aşağıda seslerini duyuracaklar dedim. Ben de bunu doğru buldum. Ben şimdi buradan arabaya binip gidebilirim, gitmedim. Geldim, dedim ki burada bu hak kullanılsın. Siz görünür olun. Görünür olmanıza katkı sağlamaya çalışıyoruz. Başkaları gibi arka kapıdan çıkıp arabaya binip gidebiliriz. Öyle bir şey olmayacak. Bundan önce burada bir takım karşılıklı suç duyuruları olmuş. O suç duyurularından tamamen feragat edilmesinin de talimatını verdik. Böyle bir sorun da yok. Bana da sorarsanız bu boyutta bir araç adada doğru değil. Daha ufak ve düzgün bir şey çalışıyor arkadaşlar. Önümüzdeki süreçte olacak”
Ardından Erdoğan’ın bugünkü grup toplantısında kullandığı ifadelerle ilgili soruya şöyle yanıt verdi:
“Sayın Erdoğan şunu bilsin. Kendi ellerinizle toplarız o çöpleri. Bütün CHP’liler yine de onun bu oyunlarına şantajlarına teslim olmayız”
“Birincisi Sayın Erdoğan hangi AK Partili belediye SGK’ya borcunu ödemiş söylesin. Ellerinden aldığımız belediyeler en az son 5 yıl boyunca hiç borç ödememişler. Şimdi SGK’ya yatırılacak para ile AK Partili belediye zamanında hizmet yapacak, sonra onun SGK’ya ödemeyip kendisine kullandığı parayı bugün biz ödeyeceğiz AK Partililer için. Millet zaten bu zihniyetten yıldığı için 412 belediyeyi bize verdi. Böyle bir çifte standart olur mu? Şimdi ne yapacakmış? Hangi AK Partili belediye bugüne kadar SGK borcunu ödemiş? Şimdi diyor ki belediyelerin alacaklarını parasından keseceğim. Bu şu, belediyeleri hizmet yapamaz hale getirip, efendim CHP belediyesi bu diye göstermeye çalışıyor. Bunlar ucuz oyunlar. O bunu yapsın, hizmet edecekken, bizim hizmet edeceğimiz parayı AK Partili borcunu gelsin kessin ya da daha önceden olan SGK borçlarını kessin, hizmet etmeye engel olsun, ben de çıkayım meydan meydan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sırf kendi beceriksiz yönetimi değişecek diye korkusundan, CHP’lilerin yönetim yetkinliğini elinden almak için bu oyuna nasıl başvurduğunu anlatayım. Diyeyim ki bu enflasyonu düşüremiyor. Biz geliyoruz iktidara, gelmeyelim diye belediyelerimizin elini kolunu bağlamaya, yoksullaştırmaya, maaş ödeyemez hale getirmeye, çöp toplayamaz hale getirmeye çalışıyor. Vallahi Sayın Erdoğan şunu bilsin. Kendi ellerimizle toplarız o çöpleri bütün CHP’liler. Yine de onun bu oyunlarına, şantajlarına teslim olmayız.
“Geçen sefer YSK eliyle adli darbe yaptı. Osmanlı tokadı vuracağım dedi bize. Demokrasi tokadını yedi. Şimdi mali darbe yapacak. Yeni bir demokrasi tokadı yer”
Vallahi çok net bir şey söylüyorum. Her geçen gün millet gün sayıyor. Birazcık seçim sonuçlarından akıl alıp, öğrenip, vatandaşın isteklerini yerine getirmek yerine inatlaşıyor. Bizim hizmet etmemizi engelliyor. Vatandaş bunları görür. Bu iş geçen sefer İstanbul’da vatandaşın kararıyla seçilen Ekrem İmamoğlu’nun zorla mazbatasını elinden almak neyse, seçilmiş belediye başkanının parasına el koyup, hizmet etmesine engel olmak da aynı şeydir. Bu sefer mali darbe yapmaya çalışıyor. Geçen sefer YSK eliyle adli darbe yaptı. Osmanlı tokadı vuracağım dedi bize, demokrasi tokadını yedi. Şimdi mali darbe yapacak, yeni bir demokrasi tokadı yer. Meydan meydan, sokak sokak anlatırım. Sakın böyle bir şeye kalkışmasın”
“Sokak hayvanları konusunun sınıfsal bir soruna evrilmesinden son derece tedirginim”
Özel, sokak hayvanları konusunda Erdoğan’ın “Kimse bize merhamet dersi vermeye kalkmasın” sözüne ilişkin soruya da şu yanıtı verdi:
“Merhamet dersi değil ben sokak hayvanları sorunu olduğunu ilk günden beri söylüyorum. Bunun sınıfsal bir soruna evrilmesinden son derece tedirginim. Zenginlerin çocukları okula servisle gidenlerin, korunaklı yerde oturanların görmediği, diğer vatandaşların rahatsız olduğu bir sorun var. Buna birileri duyarsız, birileri duyarlı gibi bir mesele toplumsal fay hattıdır. Bu sorunun çözümü asla ve asla cinayet ve katliam olamaz. Yapılacak iş bellidir. Barınak yapacağız. Kısırlaştırma, sahiplendirme yapacağız. Nokta. Cinayet işlemeyeceğiz. Bunun için yapılması gereken tek iş bütçedir. Bütçenin yolunu Meclis’in ilgili komisyonu belirlemiş. Hayvan hakları fonu. At yarışlarından, spor toto, lotodan, Milli Piyango’dan kesilecek. Hayvan hakları fonu kurulacak. Bu sorun bitecek. Şimdi yükü belediyelere atayım, parayı vermeyeyim. Ben kanunu çıkardım. CHP’li belediyeler yapmıyor. Vallahi bir haftalığına belediye anahtarlarını koyarız masasına hadi sen yap deriz. Nasıl yapacaksın? O yüzden akıllarını başlarına toplasınlar. Barınak, kısırlaştırma, sahiplendirme. Onun için ne lazım? Maddi kaynak lazım. Maddi kaynak için de devletten istemiyoruz. At yarışı gibi, Milli Piyango gibi şans oyunlarından kesilecek paralarla bu yapılacak. Fonun kurulmasıyla ilgili öneri raporunun altında AKP ve MHP’nin imzası var. Sözlerinin arkasında dursunlar. Sorunu çözelim. Yarın bir köpek bir suçsuz çocuğa saldırdığı takdirde sorumlusu, sorunu çözermiş gibi yapıp çözdürmeyen bu iktidar olur. Sorun vardır. Çözüm vardır. Çözüm insancıl olmak zorundadır. Hayvan haklarına saygılı olmak zorundadır. Biz varız. Çalışamayacağımız bir sorun yüklenirsek çıkar vatandaşa anlatırız. O çok eskide kaldı. Bir yalanı, bir yanlış bir şeyi defalarca tekrarlayıp inandırmaya çalışıyorlar milleti. Millet 31 Mart’ta gözünü açtı. Biz doğrudan iletişim halindeyiz. Ben halka derdini anlatabilen bir genel başkanım. Bunu da anlatırım. Belediyelerin paralarının kesilmesini de anlatırım. Denemesi bedava Recep Tayyip Erdoğan”
“Kemal Bey hiçbir zaman birinci partinin lideri değildi. Çok istedi ama olmadı”
7.CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Saraydaki kişi ile el sıkışmayacağız. Mücadele edeceğiz” sözleri ve Türkiye Belediyeler Birliği’nde referanslı atama iddialarına ilişkin sorulara şöyle yanıt verdi:
“Birincisi referans listesinden haberim yok ama bana başvuran kimse ben onu sadece Türkiye Belediyeler Birliği’ne değil tüm yöneticilerimize, bu kişi başvurdu, bu kişi başvurdu diye bildiriyorum. Bundan daha doğal bir şey yok. Benim kardeşim 6 sene boyunca işsiz kalmış. Allah’ın bir belediyesine tenezzül etmemişim. Milletvekillerimin, işsiz kardeşleri, eşleri var. Tenezzül etmemişiz. Ondan sonra bize AK Parti tipi yakıştırmalar yakışmaz. Biz bu konuda teflonuz teflon.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmelerini niye üstüme alayım? Üstüme alacak bir şey yok. Çünkü ben konuşmamım ilk başında şöyle söyledim. Şeyh Edebali’nin vasiyeti muhalefete değil iktidaradır. Türkiye’nin kutuplaşmasından, el sıkışmamasından, konuşmamasından birinci parti sorumludur. 22 yıl boyunca bunu yapmadı, Anıtkabir’de bile el sıkmadı. Bu laf Erdoğan’a değil mi? Bunu söyleyin. 31 Mart’ta ben birinci parti oldum, o yüzden adımı ben attım dedim. CHP artık iktidar partisidir halkın gözünde. Birinci partiye yakışacak işleri biz yapacağız. Kemal Bey hiçbir zaman birinci partinin lideri değildi. Çok istedi ama olmadı. Çok çalıştık ama olmadı. Olsaydı o da benim dediğimi yapardı. Tayyip Erdoğan gibi birinci parti olup ikinci partinin elini sıkmayanlardan olmadık. Kemal bey de hiçbir zaman zaten birinci partinin genel başkanı olmadı. 10 saniyelik bir görüntü üzerinden bir şeyler. Kemal bey dışında Kemal bey adına bir şeyler söyleyen, yazan ve paylaşan, eleştiren birkaç arkadaş var. O konuda CHP Genel Başkanı’nın ne yapacağı belli. Nereye gidiyoruz? İnönü Evi’ne. Ne yapıyoruz? CHP Genel Başkanı olarak her söyleneni duymuyoruz. İsmet Paşa gibi”
“Milletin vermediği vazifeyi üstümde görmem. O MHP’nin işi”
Özel, Erdoğan ile görüşmenin ardından “CHP- AKP koalisyonu” değerlendirmelerine ilişkin soruya ise şu yanıtı verdi:
“Görüşmelerde de gelmedi. Ben milletten muhalefet görevi alıp, iktidara soyunan MHP değil bu parti. Millet bize gelecek seçime kadar muhalefet görevi verdi. Verilmeyen bir görev talip olmak seçmenin mesajını almamaktır. Benim verilmeyen bir göreve talip olmam söz konusu değil. Yapılacak ilk serbest seçimlere kadar ülkenin ana muhalefet partisiyiz, seçimlerden sonra iktidar partisiyiz. AKP ile seçimlerden önce bir ittifak, koalisyon, birliktelik ihtimali yoktur. Milli meselelerde, önemli meselelerde, vatandaşın sorununu çözmede, müzakere de ederiz, münakaşa da ederiz. Ama kimse ile milletin vermediği vazifeyi üstümde görmem. O MHP’nin işi. Düştükleri hal ortada. Yüzde 18’lik parti yüzde 4-5’e düştüyse, milletin verdiği vazifeyi yapmayıp, iktidara eklenmenin sonucudur. Bunu ne vicdanen, ne ahlaken, ne siyaseten yaparım”